18 Ocak 2009 Pazar

Seyyar mescit

Daha önce böyle bir isim veya yer duydunuz mu? Bilemem ama anlatacağım.
Mescit, gerçekten seyyar, yani hareketli.
“Yeryüzü mescit, Mekke mihrabımız” diyerek dünyayı kastettiğimi zannetmeyin. Elhak o da doğrudur zira saniyede 30 kilometre hızla güneş etrafında hareket eden dünyamız da seyyar bir gezegendir ve mescittir.
Lâkin ben dünya üzerindeki başka bir mescitten yani gemimizdeki bir yerden bahsetmek istiyorum.
‘Mescit deyince mihrap, minber, tesbih gibi şeyler akla gelir. Peki, senin bahsettiğin mescitte bunlar var mı? Yoksa namaz kıldığın için mi böyle diyorsun?’
Evet, var, gerçi bizimkiler biraz küçük zira gemide mescit olarak ayırdığımız yer oldukça dar, ancak 10 kişi sığabiliyoruz. Ama basamakları az da olsa minik bir minberimiz, ayrıca kıble devamlı değiştiği için mihrap olarak kullandığımız seccademiz de mevcut.
‘İyi de bizim bildiğimiz mescitlerde cemaatle namaz kılınır, ezan okunur, sarık bağlanır, bayramlarda ve cumalarda cemaatle namaz kılınır. Siz bunları yapabiliyor musunuz?’
Evet, elimizden geldiğince yapmaya çalışıyoruz. Ramazan Bayramı namazını kılarak siftah ettik ve Cuma namazlarında da şu ana kadar aksatmadan devam ediyoruz. Cemaatimiz de hiç fena sayılmaz, vardiya nöbetçileri haricinde hemen hemen herkes iştirak ediyor. Hatta seyyar mescidimizin cemaati dışarı taşıyor koridorlarda namaz kılıyoruz. İmam efendi de usta gemicilerden. Ama imamlığı da usta işi. Çok güzel Kur’ân okuyup namaz kıldırıyor.
Kısaca gemimizde sadece minaresi eksik olan güzel bir mescidimiz var.
Yalnız bu mescidin özelliği dünyayı geziyor olması. Geçen gün Ekvator çizgisini güneyden kuzeye doğru geçtik. Halen Atlas Okyanusunda bir Afrika limanına doğru yol alıyor aynı zamanda 23 bin tonluk pirinç taşıyoruz. Seyyar mescidimiz limanlarda misafirlerimize de açık. Geçen seferimizde Alman yolcu gemisinde çalışan Türk teknisyenlerini misafir ettik.
Onlarla beraber namaz kıldık bu durum çok hoşlarına gitti. İlk defa böyle bir mescit görüyorlarmış.
Ben kaptan olduğum için böyle oluyor sanmayın. Ben gelmeden önce de mescit vardı. Fakat cemaatle namaz kılınmıyordu. Benden izin istediler ben de memnuniyetle kabul ettim.
Allah kabul etsin mahallemizdeki mescit kadar olmasa da cemaatle namaz kılıp kulluk borcumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz. İnşallah, dünyanın çeşitli denizlerinde dolaşıp helâl rızık peşinde koşan binlerce gemide de böyle seyyar mescitler açılır ve gemiler ezan sesleri ve namaz tesbihatları ile çınlamaya başlar.
Yıllarca namazını tek başına ve kamarasındaki bir köşede kılmış birisi beni çok iyi anlayacaktır. Yalnız namaz kılmak insan ruhunun ihtiyaçlarını tam olarak doyurmuyor. İlla birlikte namaz kılmak yani cemaate ihtiyaç duyuluyor. Zira cemaatle kılınan namazın 25 hatta 27 kat daha sevaplı olduğuna dair hadisi şerif vardır. Gerçekten de cemaatle kılınan namaz insana bir başka güzellik katıyor. Böyle yerlerin açılmasına fırsat veren bütün armatörlerimize duâ edelim. Bu sayede yeryüzünün dörtte üçünün denizler ile kaplı olduğu dünyamızda Allah kelâmının gitmediği ve ulaşmadığı hiçbir nokta kalmamış olur.
Duâmız, Cenâbı Allah’tan kendisine hakkıyla ibadet eden kullarından olmayı nasip etmesi ve bütün denizci kardeşlerimizi her türlü belâdan korumasıdır.
10.11.2008
E-Posta: vehbihorasanli@ttmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder